11 Ağustos 2016 Perşembe

Hillary Clinton ve "Ben bunu hak ettim"

Hak etmek! Türkçe'nin en karışık sözcük öbeklerinden biri bana göre. Kullanıldığı yere göre övgü dolu olabilirken tam tersine nefret kusabilen bir kullanım bu. (ki 'layığını bulmak' bana göre daha yerinde ama konuyu dağıtmayayım şimdi)
Ama yakın zamanda dinlediğim bir 'podcast' sayesinde "hak etmenin" sosyal psikolojide de bir karşılığı olduğunu öğrendim.  "Moral/Self licensing" Türkçe terminolojisine hakim değilim, soruşturdum bir karşılığını da bulamadım; şimdilik "öz yetkilendirme" diyelim. Ve yo yo yoo, iyi bir şey değil bu. Başta kendin olmak üzere bir toplumu sabote etmeye kadar varıyor.

Kendince iyi ya da toplumca onaylanan bir eylemde bulunduğumuzda, kötü bir eylemde bulunmayı hak görüyoruz. "Bir saat koştum, o zaman 2 parça baklava yiyebilirim" ya da tam tersi "Pazartesi rejime başlayacağım, o zaman Pazar günü sağlıksız ne varsa yiyebilirim"

Bunlar basit örnekler ama "öz yetkilendirme" suça, ayrımcılığa, kadın düşmanlığına hatta ırkçılığa kadar gidebiliyor. Nasıl mı? En basit örneklerden tüm dünyada ciddi bir hayran kitlesi olan diziden Dexter'dan verebilirim. Dexter, suçluların yakalanmasını sağlayan bir emniyet çalışanı, iyi bir abi, fedakar bir eş, örnek bir baba.  Ve bir seri katil... Sadece başkalarını öldürmüş insanları kendine kurban seçiyor. Yani kendini yetkilendiriyor ve ahlaki olmayan eylemlerini "ama ne kadar iyi şeyler yapıyorum"la dengelemeye çalışıyor.

Dünya tarihinde ve siyaset arenasında da örneği çok. Özellikle kadın ve siyah haklarında. Mesela Aralarında Pakistan ve Türkiye'nin bulunduğu onlarca ülkede bir kadın siyasetçi devletin başına geldi ama ikinci defa bir kadın lider seçen ülkelerin sayısı bir elin parmağını geçmiyor. Zira kadına büyük bir kapı açan erkek egemen politik sistem, iyilik olarak addettiği bu adım için,  aynı kapıyı kapatmayı kendine hak görüyor. Üstelik Avustralya gibi örneklerde -ve Avustralya'da bile- seçtiği kadın lidere, Julia Gillard'a açıkça hakaret edebiliyor. (Gillard'ın, 'kendine hak gören siyasilere' yanıtı için tıklayın)

Hillary Clinton, Julia Gillard'ın o konuşmasını çok çarpıcı bulmuştu. Şimdi kendisi aynı kamu ikiyüzlülüğü ile yüzleşme yolunda. Zira artık resmen Demokratların başkan adayı. ABD'liler 2008'de ilk zenci başkanlarını, Barack Obama'yı seçtiler ve tüm dünyaya "bakın ne kadar eşitlikçi bir ülkeyiz"i pazarladılar. Ama ülkede siyahlara yönelik şiddet son 8 yılda büyük yükseliş yaşadı. Hillary Clinton başkan seçilirse, Amerikan siyaset sahnesinde kadınlık üzerinden ne gibi tartışmalar olacağı merak konusu ki Cumhuriyetçi aday Donald Trump, Clinton için "kadınlık kartını oynuyor" cümlesini bir suçlamaymışçasına çok defa dile getirdi. 

Hillary Clinton, bir kadının ABD Başkanı seçilmesini, cam tavanı kırmak olarak niteliyor. Esas soru ise, bu tavanı kırdığında cam kırıklarının altında kalıp kalmayacağı.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder